Tıpta Son Zamanlarda Önem Kazanan Tedavi Yöntemi
Koruyucu Ve Önleyici Tedavi
Son günlerde tüm dünyayı etkileyen salgın hastalıklar nedeniyle, koruyucu hekimlik hizmetleri, tedavi hizmetlerinin önüne geçmiştir. Yani bir hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi etmek yerine, o hastalığın oluşmasını engellemek çok daha önem kazanmıştır. Bir enfeksiyon hastalığının önlenmesi kadar önemli bir hususta, özellikle ciddi sıkıntılara yol açan kronik hastalıkların önlenmesidir. Birçok Avrupa ülkesinde ve Amerika’da yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan hastalık oranlarındaki artış ve dolayısıyla sağlık harcamalarındaki yükselme; ”Acaba bu hastalıklar ortaya çıkmadan onları önleyici bir şeyler yapabilir miyiz?” Sorusunu gündeme getirmiştir.
Aşılama
Düzenli Sağlık Kontrolleri
Dengeli Beslenme
Fiziksel Aktivite
Stres Yönetimi
Sağlıklı Alışkanlıklar
Kronik Hastalıkların Yönetimi
Sağlık Eğitimi
Diş Sağlığı Kontrolleri
Koruyucu ve önleyici tedavi…
Birey ve uzman doktorlardan oluşan bir ekip ile ilişkisinin sürekliliği üzerine kurulmuş bir sistemdir. Öncelikle bireyin sağlık durumu vücutta hangi hastalıkların bulunduğu ve geçen yılların vücutta ne gibi hasarlar yaptığının ortaya konması gereklidir. Daha sonra mevcut durum içerisinde neler yapılabileceği planlanır. Öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri öğretilerek ve sağlıklı kilo kontrolü koşulları belirlenerek uygulatılır. Yapılan incelemelerden sonra ve bireyin bu yaşam tarzı değişikliğindeki uyumuna göre gerekirse vitamin(A,E,B,C vitaminleri, Folik asit, D vitamini gibi), mineral (selenyum, çinko, mangan, demir gibi), antioksidanlar (ko-enzim Q10 gibi), hormonlar(sadece özel hallerde ve uzman hekim kontrolünde) ve eksilen maddelerin takviyesi yapılır.
Koruyucu ve önleyici tedavi yöntemi bir seferlik bir tedavi yöntemi değildir. Verilen öneriler ve uygulanan tedavilerin gelişimi belirli aralıklarla kontrol edilmeli ve devam şekli alınan sonuçlara ve gelişen şartlara göre yeniden düzenlenmelidir.
Sağlıklı ve uzun yaşamın ön şartı kilolu olmamak!
Çoğu kişi fazla kiloları estetik sorun olarak algılıyor. Oysa bu, buz dağının sadece görünen bir kısmıdır. Fazla kilolu kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda vücudumuzdaki artmış yağ kitlesi ile beraber birçok hastalığında görülme riskinin yükseldiği tespit edilmiştir. Fazla kilolu olup olmadığımızı anlamak için kilomuzu ölçmek yeterli değildir. Bununla birlikte ‘BMI’ denen Vücut kitle endeksimizi de bilmeliyiz. Peki, Vücut kitle endeksi nasıl hesaplanıyor?
Kilonuzu, boyun metre olarak karesine bölün. Çıkan sayı sizin vücut kitle endeksinizdir. Yani bir örnek verirsek: Kilonuz 60 ve 1.60 m boyundasınız. 60’ı 1.6×1.6’ya böleceksiniz. Çıkan sayı 23.4’tür. Bu rakam işte sizin vücut kitle endeksiniz.” BMI ölçümünde 19-26 normal, 26-29.9 ağırlığı artmış, 29.9-34.9 şişman, 40 üstü ise tehlikeli şişmandır.
Vücut kitle endeksi ile beraber yağ oranınızı da bilmeniz gerekir. Yağ oranı yaşa ve vücut yapısına göre değişir. Vücuttaki yağ oranını bilmemiz gerçek kilo hedefimizi ortaya koymak açısından önemlidir. Ayrıca bazen görüntü bizi yanıltabilir. Çok zayıf görünen bir kişi Şekilde A ve B tipleri aynı kiloya sahiptirler. C ise daha hacimli ve daha yağlı görünmektedir. Üç tipin de yağ oranları ölçüldüğünde B ve C’nin yağ oranlarının normal düzeyde A’nın ise çok yüksek oranda yağ değerine sahip olduğu görünmektedir. Bu yüzden A zayıf göründüğü halde risk grubuna dahildir.
Sağlıklı yaşam şartlarına uymak…
Yani dengeli ve bilinçli beslenmek, hareketli ve aktif yaşam sürmek, günde yarım saat kadar tempolu yürümek, küçük ağırlıklarla kas çalışmaları yapmak, pozitif ve sosyal yaşam tarzını benimsemek, stresten uzak durmak, gerektiğinde stresten koruyucu teknikleri öğrenmek lazımdır.
Bunlara çevreden gelen kötü şartlar dan mümkün olduğunca kaçmak, yani sigara ve benzeri maddelerden uzak durmak, çevre kirliliğinden (egzoz gazından, gürültüye kadar çeşitli çevre kirlilikleri), radyasyon ve elektromanyetik dalgalardan uzak durmak ve güneşte yanmamaya, yani tıbbi ifade ile yanarak derimizi yaralamamaya dikkat etmeyi de eklemeliyiz.
Tüm bu uygulamalar doktor kontrolü ve önerisi olmadan yapılmamalıdır. Örneğin spor yapmak faydalı bir işlemken yaşa ve vücuda uygun seçilmediği zaman hem tehlikeli sonuçlar doğurabilir hem de fayda görüyorum zannedilerek kıymetli yılların ve paraların boşa harcanmasına sebep olabilir.
Çok erken yaşlarda yediklerimize dikkat etmek, düzenli olarak bedeni çalıştırmak ve sağlıksız yaşam şartlarından uzak durmak bizi bir çok hastalıktan korur ve yaşlanmayı geciktirir.
Sonuç olarak doğanın ve zamanın acımasızlığına teslim olmamak sizin elinizdedir.
Koruyucu ve önleyici tedavi, hastalıkların ortaya çıkmasını engellemek amacıyla sağlıklı yaşam tarzlarının benimsenmesi, düzenli sağlık kontrollerinin yapılması ve bireylerin bilinçlendirilmesi üzerine odaklanan bir yaklaşımdır.
Uzm. Dr. Bilgin SİLAN
Nutritionist Quiz
Please complete all questions. Mark the best answer from the choices given.