Her yılbaşı sonrasında birçok hastamdan duyduğum bu söz ocak ayında olgunlaştırılır, şubat ayından sonra icraata geçirilmeye başlanır. Mart ve nisan aylarında kontrolsüz bir şekilde gerekli gereksiz bir çok şeye; ilaca, çaya, mucizevi diyetlere, sekiz kilo verdiren bitkisel haplara yada no cafein no efedrin bantlara saldırılır. Yazın zaten kilo vermek zordur. Tatil ve düzen değişikliği sonrasında kilo verme tamamen durur. Eylül ekim ayları ile birlikte yeniden bir yağlanma döngüsü başlar. Bu her sene katlanan kilolarla devam eder gider.
Kilo verme işinde kısa ve uzun vadeli hedefleri çok iyi belirleyebilmek, bu hedeften hiçbir koşulda şaşmamak gereklidir. Ancak bu şekilde hayallerimizi gerçekleşirebiliriz. Son on küsür yıldır karşılaştığım her hastam ile bunu paylaşmaya çalıştım. Yanlız itiraf etmeliyim bazı hastalarım ile sohbet etmekten inanılmaz keyif alıyorum. Geçen hafta en az kendisi kadar büyük kalbi olan bu muhteşem insanlarla beraber olduğumda da aynı şeyleri konuştuk. Kısa vadelerde hedefi çok iyi belirleyebilmeli ve uzun vadedeki hedefleri yakalamak için aceleci davranmamalıyız.
Tamamen sağlıklı bir bireyde bile kilo vermeyi kilo vermeyi engelleyen birsürü mekanizmalar vardır. (Bununla ilgili ayrıntılı bir yazıda en kısa zamanda yazacağım)
Tabi birde muhteşem yemek programları var. İçerisinde mantıların, İskenderun usulü künefelerin, Adana yemeklerinin de bulunduğu bu görsel şölende insan kendini ne kadar tutabilir bilemiyorum ama sene başında kendimize verdiğimiz sözü tutmakta fayda var diye düşünüyorum. Daha doğrusu benim kastettiğim kuru kuru hayaller kurmak değil. Öncelikle hayalimi kurup daha sonra bu hayaller için sağlam temeller oluşturmaya çalışmak gereklidir. Her ne şartta olursa olsun kafanızda oluşturduğunuz o resimi canlı tutmaya ve ilk fırsatta da onu yakalamaya çalışmalısınız. Zaten ‘’keşke şunu yapabilseydim’’ i gerçekleştiremiyorsanız hayal kurmanın ne anlamı var ki!
Mutlu, bol ışıklı, endişesiz ve sağlıkl bir yıl dileği ile…
Dr Bilgin SILAN
03.02.2009
