Obezite Nedir?

Obezite

Vücut yağ kitle ağırlığının normalin üzerinde olmasına obezite denir. Obezite insan vücudunda bulunan tüm sistemleri -kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi- sinsice etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan mutlaka tedavi edilmesi gerekli  bir hastalıktır.

Obezite

Kimler Obezdir?

         Obez olup olmadığımızı anlayabilmek için , bugün bütün dünyada uygulanan çok basit bir yöntemi biz de rahatlıkla kullanabiliriz. Beden Kitle indeksi ya da İngilizce bilinen adıyla Body Mass Index (BMI) denen ve kolayca hesaplanabilen bir oran yoluyla, herkes kendi kendine fikir sahibi olabilir.

Temel olarak BMI şu şekilde hesaplanır. Kilogram cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boyun karesine bölünmesi ile hesaplanır.

Örneğin;  Boy:1.70 metre   Ağırlık: 70 kg

BMI: 70/(1.70*1.70) = 24.2 kg/m²

BMI Değeri (kg/m²)Durum
 <18.4Zayıf
18.5-24.9Normal
25-29.9Fazla kilolu
30-39.9Obez (şişman)
 40<Morbid obez (aşırı şişman)

 

          Eğer beden kitle indeksiniz 18.5 in altında ise zayıfsınız. Bu halinizden memnun olabilirsiniz ancak, normal sınırların altında olduğunuzu sakın unutmayın. Günümüzde zayıflik hali güzellik ve sağlılılık kavramları ile eşdeğer tutulsada sizin de sağlığınıza ve beslenmenize dikkat etmeniz gereklidir. Özellikle BMI düzeyi 16 dan daha düşük olanlar çok acil bir metabolizma hastalıkları uzmanı ile görüşmelidir.

       Beden kitle indeksiniz 18.5-25 arasında ise, sizin durumunuz gerçekten ideal demektir. Büyük olasılıkla dengeli besleniyorsunuz ve egzersizi ihmal etmiyorsunuz. Ama unutmayın ki sağlıklı yaşam tarzı  devam ettirmek önemlidir. Eğer BMI 25 civarlarında ise bazı şeylere dikkat etmek gereklidir.  Sitemizdeki yaşam tarzı değişikliği ile ilgili bölüme bakmalısınız.

         25-30 arası eden beden kitle indexine sahipseniz derhal harekete geçmelisiniz. Fazla kilolu olmak sizi şu an için rahatsız etmiyor olabilir, ancak unutmayın ki vücudunuzda birikmiş olan yağlar daha sonra sizi rahatsız etmeye başlayacaktır. Vücudunuz size birtakım uyarılar veriyor olabilir. Belki siz de bu uyarıları farkediyorsunuz. Örneğin basit bir yürüyüşle bile eskiye oranla daha çabuk yoruluyor, bir iki kat merdiven çıkarken nefes nefese kalıyor ve daha çok terliyorsunuz ve eminiz ki siz bunları kilonuza değil de, yaşınıza veya başka alışkanlıklarınıza bağlıyorsunuzdur. Vücudunuzun uyarılarını dikkate almak gereklidir. Yapmanız gereken hiç de zor değil. Bir süre hergün neler yediğinizi ve herhangi sıklıkla yediğinizi, ne kadar süre hareket ettiğinizi kolaylıkla farkedeceksiniz. Bu durumu düzeltmek hiç de zor değil. Kendiniz bir şeyler yapabileceğiniz gibi doktorunuzdan da yardım isteyebilirsiniz.

     Hesapladığınız beden kitle indeksi 30 ve üzerinde çıkıyorsa mutlaka en kısa sürede doktorunuz ile görüşmelisiniz.  “Ben halimden memnunum”  demeyin sakın çünkü siz de sorunlarınızın farkında olmayabilirsiniz. Elbette kendi başınıza da yapabileceğiniz birçok şey var, ama doktorunuzun yardımları ve desteği işinizi çok kolaylaştıracaktır. Ayrıca doktorunuzun yapacağı muayene ve tetkikler sonucunda ilaç kullanmanız gerekebilir.

      Obezite ile mücadele, birkaç hafta veya birkaç ayla sınırlı, mucize diyetler ile ya da “gelin sizi 15 günde tığ gibi yapalım” merkezleri ile  başarılabilecek bir iş değildir. Başarı sadece sizin kendi isteğiniz ve doktorunuzun yardımı ile, yaşamınızda yapacağınız küçük ama önemli değişikliklerle sağlanabilir.

Also listen my podcast on Spotify & Youtube Music

If you do want to support the show, enjoy an extra warm feeling inside when you listen knowing you’ve help keep. If you do want to support the show, enjoy an extra warm feeling inside.

Obezite Nasıl Bir Hastalıktır?

         Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, idrarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu ve bazı kanser türleri obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkaçıdır. Bu durumda obeziteyi, insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak tanımlayabiliriz. Yapılan araştırmalara göre obezite, özellikle son 20 yılda, bütün dünyada süratle artıyor ve bir salgın hastalık gibi yayılıyor. Obezite 21. yüzyılın en önemli üç hastalığından biri olarak tanımlanıyor. Bu hastalıktan ülkemiz de oldukça etkilenmiş gibi görünüyor. Çünkü, kadın nüfusumuzun yaklaşık üçte biri, erkek nüfusumuzun da yaklaşık beşte biri obezdir.

Kilo Hedefi Ne Olmalı?

       İdeal kilo, en sağlıklı olduğunuz, duygusal ve sosyal bakımdan kendinizle en barışık olduğunuz kilodur. Bu hedefin belirlenmesinde doktorunuz size yardımcı olacaktır. Öncelikle kişinin boy ve kilo arasındaki oran tespit edilir. Bu sonuca göre kişinin öncelikle ulaşası hedeflenen kilosu hesaplanır. Ancak çıkan bu rakam bize sadece kabaca bir sonuç verir. Normalde kadın olsun erkek olsun hiç bir insanın BMI değerinin 25 kg/m2 den daha yüksek olmaması gerekirkenö, zaman zaman kişinin fiziksel özelliklerine, daha önceden spor yapıp yapmadığına veya geçirdiği birtakım hastalıklara göre bu rakam ve kilo hedefi değişebilir. Bu farklılığı tespit edebilmek için değişik ölçüm sistemleri kullanılmaktadır.

Kilo Vermenin Faydaları

Kilonuzdaki küçük bir azalmanın bile sağlığınız için ne kadar faydalı olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayın.

Sadece %5-10 luk bir kilo kaybı

  • Toplam ölüm oranını %20 azalır.
  • Sistolik kan basıncı 10mmHg azalır.
  • Diastolik kan basıncı 20mmHg azalır.
  • Tip2 diabete bağlı ölümler % 30 azalır.
  • Obezite ile ilişkili kanser ölümleri %40 azalır.
  • Total kolesterol %10 azalır.
  • Trigliserid %30 azalır.
  • HDL kolesterol (iyi kolesterol) %8 artar.
  • LDL kolesterol (kötü kolesterol) %15 azalır.
  • Erken ölüm riskini azaltır

          Bu nedenle, genellikle önerilen kilo verme hedefi, başlangıç ağırlığınızın %10 undan fazla kilo olmamalıdır. Bu %10 luk kilo hedefine ulaşmak için gerekli süre ve bu süre içerisnde verilmesi gereken kilo hedefi kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Bu %10 luk hedefe ulaşıp, kiloyu en az 3 ay koruyabilirseniz, kilo vermeye devam edebilirsiniz. Çünkü vücudunuzun yeni kilosuna uyum sağlayabilmesi için zamana ihtiyacı vardır.

Obezitenin Ruh Sağlığına Zararları

         Şişmanların bir kısmı ne kadar neşeli gözüksede şişmanlığın açtığı psikolojik yaralar çok fazladır.  Zaman zaman oturduğu yerden kalkarken sıkıntı hisseden veya merdiven çıkarken nefes darlığı çeken bir insanın psikolojik olarakta kendini iyi hissetmesi beklenemez. Bunu yanısıra giyinme konusunda birtakım problemler yaşarlar, kendilerine uygun elbise ve ayakkabı bulmada güçlük çekerler, mayo giyme korkusu yüzünden denize veya havuza giremezler. Hatta zaman zaman sokağa çıkamama gibi ciddi psikiyatrik problemlerle yüzyüze kalırlar.

           Kendilerine güvensizlik günlük hayatta ve iş hayatındada kendini gösterir, buda şişmanları başarısızlığa ve yalnızlığa iter.

Vücut Yağ Oranı Nedir?

         Aktif ve sağlıklı kalabilmemiz için vücudumuzun belli oranda yağa ihtiyacı vardır. Yağlar, eklemlerimizin desteklenmesi, organlarımızın korunması, vitamin teminimiz, vücut ısımızın kontrolü, enerji rezervlenmesi (aç kalma halinde), gibi görevler üstlenmektedir. Bu yüzden vücudumuzda belirli bir oranda yağ kitlesinin bulunması gereklidir. Fazla yağ oranı ciddi sağlık problemlerine yol açarken, gereğinden az yağ ise yaşamsal risk oluşturmaktadır. Şöyle ki  yağ oranı, kadınlarda %10-%12’nin, erkeklerde ise %5-%6’nın altına düşmemelidir. Eğer bu rakamların altına düşecek olursa çok ciddibir takım problemlerle karşılaşılabilir. Özellikle günümüzde aşırı zayıflık hali sağlıklı olmakla karıştırıldığı bir dönemde bu durumun bilinmesi ve öneminin vurgulanması çok önemlidir.

        Bazen görüntü de yanıltabilir. Çok zayıf görünen bir kişi çŞekilde A ve B tipleri aynı kiloya sahiptirler. C ise daha hacimli ve daha yağlı görünmektedir. Üç tipin de yağ oranları ölçüldüğünde B ve C’nin yağ oranlarının normal düzeyde A’nın ise çok yüksek oranda yağ değerine sahip olduğu görünmektedir. Bu yüzden A zayıf göründüğü halde risk grubuna dahildir.

Bel Çevresine Göre Sağlık Riskleri

          Bel Çevresi, artmış vücut yağının oluşturduğu sağlık risklerinin önemli bir göstergesidir. Son yıllarda yapılan çalışmaların da gösterdiği gibi, hastanın kilosundan bağımsız olarak, iç organlar etrafındaki yağ dokusu obezite nin metabolik komplikasyonları ile çok iyi korele etmektedir. Bel çevresi hiçbir hesap gerektirmeden kolayca ölçülebilir ve bütün herkes için anlamlı bir veridir.

 

 Artmış RiskCiddi Risk
Erkek> 94 cm> 102 cm
Kadın> 80 cm> 88 cm

 

        Yanlız bel çevresi ayakta, göğüs kafesi en alt kenarı ile kalça kemiğinin üst kenarı arasındaki orta hatta ölçülür (göbek deliği ya da göbeğin maksimum çıkıntısından değil).

Bazal Metabolizma Hızı Nedir?

ERKEKLER:

18-30 yaş : (0,0630*ağırlık(kg)+2,8957)*240 kilokalori/gün

31-60 yaş : (0,0484*ağırlık(kg)+3,6534)*240 kilokalori/gün

KADINLAR:

18-30 yaş : (0,0621*ağırlık(kg)+2,0357)*240 kilokalori/gün

31-60 yaş : (0,0342*ağırlık(kg)+3,5377)*240 kilokalori/gün

AKTİVİTE DERECESİAKTİVİTE FAKTÖRÜ
Düşük (sedanter)           1,3
Orta                           1,5
Yüksek                   1,7

GÜNLÜK ENERJİ İHTİYACI=BAZAL MET HIZI * AKTİVİTE FAKTÖRÜ

Kişinin Kilosuyla İlgili Hastalıklar

        Belli tıbbi durumların, beden ağırlığının fazla olmasıyla ilişkili olduğu bilinmektedir. Bunlar:

• Hipertansiyon
• Kalp ve damar hastalıkları
• Kan yağ seviyelerinde bozukluk
• Hiperinsülinemi
• Tip 2 diyabet (NIDDM)
• Uyku apnesi / obezite hipoventilasyon sendromu
• Osteoartrit
• İnfertilite
• Diğer: varisler, reflü özofajit, üriner inkontinans

          Bu hastalıkların ciddiyeti artan kiloyla birlikte artar, azalan kiloyla birlikte iyileşir. Bundan dolayı kişinin fizik muayenesinde en azından aşağıda sayılanlara dikkat edilmesi gereklidir.

• Kan basıncı
• Açlık kan yağları (özgeçmiş ya da ailede koroner kalp hastalığı, Şeker hastalığı, hipertansiyon öyküsü varsa ya da plazma kolesterol seviyesi yüksek bulunmuşsa)
• Kilosunu etkileyebilecek, halen aldığı ilaç tedavileri
• Sigara

Hızlı Kilo Vermenin Zararları

Beyin : Karbonhidrat diyeti beynin fonksiyonlarını düzenleyen özellikle hafıza kapasitesini artıran serotonin maddesini etkiler. Hafıza kaybı ve çeşitli beyin bozuklukları başlar. Zeka kaybı başlar ve beynini hızlı ve doğru karar verme fonksiyonu bozulur.

Kalp: Kısa sürede kilo vermek kalp hastalıklarına yol açar. Tansiyon yükselir ve kalp hastalıkları başlar. Süratli kilo kaybı sırasında yağ kaybıyla birlikte kaslarda zayıflar. Diyet kesildiğinde mide ve karın bölgesi süratle yağ toplar. Şok diyetlerden sonra alınan kiloları kaybetmek çok zordur.

Adeleler: Protein eksikliği adele zayıflığına yol açar. Özellikle sabahları kahvaltıyı kesmek adeleleri etkiler.

Cilt : Şok diyet B vitamini öncelikli olmak üzere tüm vitaminlerin ve minerallerin kaybolmasına yol açar. Cilt kurur ve dökülür.

Kan: Kanda demir azalması nedeniyle çeşitli kan hastalıkları başlar. Anemi ve hemoglobin bozuklukları görülür. Çabuk yorulma, kırgınlık, halsizlik görülür.

Safra Kesesi: Diyet safra kesesi faaliyetini etkiler. Çalışmayan safra kesesi taş üretmeye başlar.

Kemik: Süt, yoğurt ve peynirin az tüketilmesinden dolayı ortaya çıkan kalsiyum eksikliği kemik erimesine yol açar Kemiklerin kırılması kolaylaşır, kırıkların iyileşme süresi ise uzar.

Enerji: Metabolizma bozuklukları lahana diyeti, greyfurt diyeti gibi sebze meyve diyeti sonucu ortaya çıkar. Sadece meyve ve sebze ile beslenenlerde (et ve balık yemeyenlerde) metabolizma bozuklukları ortaya çıkar, tüketilen her türlü besin kilo yapar.

Obezite Tedavisine Kimler Alınmaz

Öncelikle hastanın bir erteleme ya da hiç tedaviye alınmamayı gerektirebilecek bir durumunun olup olmadığı tespit edilmelidir.

Geçici tedaviye alınmama kriterleri:
• Gebelik
• Süt verme dönemi
• Geçici mental rahatsızlık
• Geçici medikal rahatsızlık

Olası tedaviye alınmama kriterleri:
• Safra Kesesi taşaları
• Pankreatit
• Osteoporoz

Kalıcı tedaviye alınmama kriterleri:
• Anoreksiya nervoza

Obezite Tedavisinde Egzersizin Olumlu Etkileri

1. Egzersiz sırasında enerji harcanmasında artış
2. Egzersiz sonrasında enerji harcanmasında artış
3. Egzersiz dışı fiziksel aktivitede artış
4. İstirahat metabolizma hızında artış
5. Gıdaların termik etkisinde artış
6. Harcanan enerjinin, besin tüketimindeki artış yoluyla tam kompanze edilememesi
7. Yağ içeriği yüksek gıdaların tercihinde azalma
8. Diyet sırasında yağsız vücut kitlesinden daha az kayıp
9. Diyet sırasında istirahat metabolizma hızında daha az düşüş
10.Yağ oksidasyonunda artış
11.Olumlu psikolojik etkiler
12.Obeziteye bağlı komplikasyonların gelişme riskinde azalma

Uzun Süreli Kilo Kontrolü

Kilo Kontrol Programlarının amacı sadece kilo vermek değil, aynı zamanda geri kilo alımını da önlemektir. Bu da kuşkusuz, bu programların en zor kısmıdır. Bundan dolayıdır ki, kilo kontrol programları uzun soluklu mücadelelerdir

Uzun süreli tedavilerde etkinliği ve güvenliği kanıtlanmış olan , bu özelliklerinden dolayı yaşam boyu sürebilecek kilo kontrol stratejilerinin bir parçası olabilir.
Hastalarınızın yaşam boyu böyle bir kontrol geliştirmelerine yardımcı olabilecek basit bazı önerileri şöyle sıralayabiliriz:

  • Gıda seçimine çok dikkat etmeliler: yağı azaltılmış, besinler açısından dengeli, sebze, meyve ve tahıllardan zengin bir diyet.
  • Yeme kontrolünü kaybettikleri durumları ve bunların tetikleyicilerini belirlemeli ve bunlardan uzak durmalıdırlar.
  • Fiziksel aktiviteyi unutmamaları gerekir. Egzersiz olmadan kilo kaybını koruyabilmek mümkün değildir. Sevdikleri aktiviteleri yaparak bunu sağlayabilecek olmaları da bir avantajdır.
  • Bunlardan daha da önemlisi, hastanız biraz kilo aldığında telaşlanmamalıdır. Bu normal bir durumdur ve asla programı sonlandırmak için geçerli bir mazeret değildir.

İlaçlar

Şu anda piyasada sağlık bakanlığı tarafından onaylanmış iki ilaç var. Bunlar;

Xenical Kapsül: Etken maddesi 120 mg orlistat’tır. Mide ve pankreastan alınan lipaz enzimin etkisini engelleyerek yağ emilimini önler. Bu enzim, besinlerle alınan yağların emilmesi açısından son derece önemlidir. Lipaz enziminin etkinliğinin önlenmesi, besinlerle alınan yağların, yaklaşık yüzde 30’unun sindirilmeden dışkıyla atılmasını sağlar. Merkezi sinir sitemini etkilemez, bağımlılık yapmaz. Tıbben fazla kilolu ya da obez olan, obeziteye bağlı risk faktörlerine (kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kanda yüksek oranda yağ bulunması, solunum ve eklem hastalıkları) sahip olan ve olmayan 18 yaş üzerindeki kadın ve erkekler kullanabilir. Mide-bağırsak sistemiyle ilgili ciddi hastalık taşıyan, gebe ve emziren kadınlar, 18 yaş altındaki hastaların kullanması uygun değildir. Günde 3 defa, 1 kapsül, öğünle birlikte alınır.

Reductil veya zelium kapsül: 10 mg – 15 mg sibütramin hidroklit monohidrat içeren iki şekli mevcuttur. Sibutramin, yemek 10 mg – 15 mg sibütramin hidroklit monohidrat içeren iki şekli mevcuttur. Sibutramin, yemek sonrası tokluk hissini artırarak kalori alımını azaltır ve metabolizma hızını yükselterek, enerji sarfiyatını artırır. 18 yaş üzeri yetişkinlerde başlangıç dozu olarak günde tek doz Reductil 10 mg kullanılır. geçebilir. Sabahları kahvaltı ile birlikte ya da aç karnına günde tek doz alınarak kullanılır. ır. 18 yaş üzeri yetişkinlerde başlangıç dozu olarak günde tek doz Reductil 10 mg kullanılmalıdır. Reductil 10 mg ile yeterli cevap alınamayan hastalar (4 haftada 2 kg’dan az kilo kaybı), günde tek doz Reductil 15 mg’a geçebilir. Sabahları kahvaltı ile birlikte ya da aç karnına günde tek doz alınarak ku10 mg – 15 mg sibütramin hidroklit monohidrat içeren iki şekli mevcuttur. Sibutramin, yemek sonrası tokluk hissini artırarak kalori alımını azaltır

 

Dr Bilgin SİLAN

Dahiliye Uzmanı

İlgili Yazılar

Metabolik Denge
Ekim 30, 2024

Metabolizma her canlıda yaşamın sürdürülmesi sırasında gerçekleşen tüm kimyasal tepkimelerdir.

Check-up
Ekim 30, 2024

Sadece tahlil ve tetkikten oluşan basit bir laboratuvar incelemesi veya fiziksel beden muayenesi değildir.

Güzellik İçerden Gelir
Ekim 30, 2024

Tırnak, cilt ve saç sağlığınız için sağlıklı ve dengeli beslenmeniz önemlidir. Dış görünüşünüz, bir sağlık sorununuz olduğunun ilk göstergesidir.

Alkali Ol Genç Kal
Ekim 30, 2024

Basit bir kimya bilgisi ile başlayalım. Asit olan maddeler genel olarak pH cetveli üstünde 0 ile 7 arasında bir değer alırken alkali olan maddeler ise 7 ile 14 arasında bulunmaktadır.

Aroma Terapi
Ekim 30, 2024

Aromaterapi, bitkisel yağların (esansiyel yağlar olarak da bilinir) doğal kokularının insanın fiziksel ve duygusal sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini kullanarak yapılan bir tedavi yöntemidir.

akupunktur
Ekim 30, 2024

Akupunktur, vücut yüzeyinde bulunan akupunktur noktalarının çok ince iğneler batırılarak iğnelenmesi ile hastalıkların tedavi edilmesini amaçlayan bir uygulamadır.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir